Hergün 10 binlerce Türk bu platformada buluşuyor.Paylaşım yapmak, İlan yayınlamak, ve Etkinlik oluşturmak için hemen Sende hemen Hesap oluştur

Almanya hakkında bilmediğiniz 11 bilgi

Hashtag

Almanya’yı gerçekte ne kadar iyi tanıyorsun? Eğlenceli ve şaşırtıcı 11 bilgiyle bu kozmopolit ve hayat dolu ülkeyi daha yakından tanıyabilirsin.

1. Almanya, Deutschland, Alemania, Tyskland, Niemcy… peki ya hangisi?

Bu Alman diyarı konuşulan dile bağlı olarak farklı bir isimle anılır ama bunun nedeni ne?

Sık sık olduğu gibi, bu hikâye de bizi Roma İmparatorluğu’na ve bu gösterişli kıyafetler kuşanmış bu İtalyanların ülkelerinin batısındaki Rhineland’e ilk yolculuklarını yaptığı zamana götürüyor. Romalılar bölgeye komşu kabilelere şu anda Almanya’yı kapsayan bölge hakkında bildiklerini sorduğunda, bu kabilelerin hepsi farklı yanıtlar vermiş.

Bu adlardan bazıları da, kabilelerin o zamanlarda kullandıkları dillere göre “Dilsizler”, “Komşular” veya “Orman Halkı” gibi karşılıklara sahipmiş. Arada küçük farklılıklar olmasına rağmen yüzyıllar sonra bile her ülke bu orijinal adları kullanmaya devam etmiş. Ziyaretin sırasında kuşkuya düşersen kullanman gereken kelimenin Deutsch olduğunu belirtelim.

2. Hapisten kaçtığın için cezalandırılamazsın

19. yüzyılın başlarında, Alman yasaları özgür olmayı “temel bir insan içgüdüsü” olarak kabul etti ve hapisten kaçmanın cezalandırılamaz bir eylem olduğu kararını verdi. Tabii ki kaçış sırasında işlenen suçlar bu yasanın kapsamına girmiyor.

3. Dünyanın ilk restoranı burada açıldı

Başka kıtalarda henüz İnka İmparatorluğu’nun bile kurulmadığı bir zamanda kapılarını açan ve bugünkü adıyla Regensburg Sosis Mutfağı (‘Wurstkuchl’) olarak bilinen Regensburg hanı, MS 1146’dan beri verdiği hizmetle dünyanın en uzun süredir açık olan restoranıdır!

Bu handa gerçek sosis yapımıyla ilgili ilk belgeler sadece 1800’lü yıllara kadar uzanıyor olsa da, sayısı bini aşan çeşidiyle sosise duydukları milli bağlılık tartışılmaz.

4. Sayısız şey icat ettiler

Üretken Almanlar dünyayı değiştiren sayısız icada sahiptir; hatta kare tahtada oynanan klasik damayı yıldız şeklindeki bir tahtaya uyarlayıp, Amerikalılara “Çin Daması” diye pazarlattırdıkları göz önüne alınırsa, oyunun kuralını değiştiren icatlara bile sahip olduklarını söyleyebiliriz.

Kitap basımı, bira yapımı, otomobiller, bisikletler, jet motorları, zeplin, insülin, aspirin, ayıcık şeker ve anaokulu gibi daha az şaşırtıcı pek çok icat da Almanlara atfedilmektedir. Ayrıca, kontak lensleri kullanıyor olmamızı da onlara borçluyuz diyebiliriz. Gözlük takmaya alternatif olarak ilk optik lensin icadı, 1888’de, the Marburg doğumlu bir göz uzmanı olan Adolf Eugen Fick tarafından gerçekleştirilmiştir.

5. Videonu yayınla – ama burada değil

Oktoberfest’te birkaç gün geçirdikten sonra aynaya bakmak kadar insanı kendine getiren bir deneyim varsa, o da YouTube’un Alman sitesine bir göz atmak.

Yerel müzik hayranlarının tüm çabalarına rağmen, YouTube’un en çok izlenen 1000 videosunun %61’i sitenin Alman versiyonunda yasaklanmış durumda. Bunun nedeni tam olarak bilinmiyor olsa da, şüpheler Alman gösteri sanatları organizasyonu GEMA’yı ve telif hakkı iddialarını işaret ediyor. Sonucu ne olursa olsun, Almanya’da internet cover şarkı yıldızı olma hayallerinin boşa olduğunu söyleyebiliriz.

6. ABD’de mi doğmuştu?

Amerika’yla özdeşleşmiş kot pantolonların mucidi Löb Strauss, Bavyera’da doğdu ve 18 yaşında okyanusun diğer tarafına göç etti. Burada ismini Levi olarak değiştirdi ve iş pantolonlarının zorlanan noktalarını perçinlemekle ilgili patent aldı. Kaliforniya’daki altına hücum döneminde bu hamlenin çok büyük bir kazanç kapısı olduğu ortaya çıktı.

Başarıyı yeni ülkesinde yakalamış olmasına rağmen, Levi ufak kasabası Buttenheim’ın sakinleri tarafından hala sevilir ve 2000 yılında bu kot pantolon tanrısının adına bir de müze açılmıştır.

Strauss ailesi gibi, çocuk romanları yazarı Judith Kerr ve ressam Lucian Freud da benzer bir yolu izleyerek İngiltere’ye yerleşmiş ve daha sonra İngiliz kültürünün önemli parçaları haline gelmiştir.

7. Noel Ağacı

Gerçek kökeni konusunda bolca tartışmalar yapılan bu Noel geleneği, diğer pek çok kişiyle birlikte 16. yüzyılda yaşamış Protestan reformcu Martin Luther’e de atfedilmektedir. Yine de, çoğu kişi bu geleneğin Almanya’nın ilk dönemlerine dayandığı konusunda hemfikirdir.

İnsanların kutlamalara bir parça tehlike eklemesi de pek uzun sürmedi ve Almanların yemyeşil köknar ağaçlarını mumlar ve yiyeceklerle süslemesi geleneği tüm dünyaya yayıldı. Yine de pek çok kültür süslemede gerçek mumlar kullanmaktan kaçınır ve böylece Noel arifesini her yeri kaplayan alevlerle sonlandırma riskini Almanya’daki ve diğer birkaç Avrupa ülkesindeki gelenekçi bir azınlığa özgü bırakır.

8. Almanya’nın muhteşem doğası nedense görmezden gelinir

Aslında ilginç bir bilgi sayılmayacak olsa da, kırsal kesimi her nedense Almanya’nın bilinen harikaları arasında genellikle sayılmaz. Birbirine benzeyen yeşil Alp çayırları ve eski Bohemya’nın sık ormanlarıyla dolu Almanya’nın gerçekten hayranlık uyandırıcı bazı doğal harikalara sahip olduğunu unutmak nedense oldukça kolay.

Anıt Vadisi’ndeki (Monument Valley) kızıl renkteki muadillerine meydan okuyan görkemli kayalara ve Elbe Nehri’ne tepeden bakan Bastel Köprüsüne sahip olan Sakson İsviçre Ulusal Parkı da bu yerlerden biridir.

9.Futbol konusunda çok fanatikler

Bazıları tarafından “gelmiş geçmiş en iyi milli futbol takımı” olarak adlandırılan bir kadroyla geçtiğimiz senelerde düzenlenen FIFA Dünya Kupası’nı kazanan Almanlar bugünlerde futbol konusunda en mutlu zamanlarından birini yaşıyor.

Almanya’nın ulusal futbol ligi Bundesliga, Avrupa’nın en yüksek ortalama seyirci sayısına sahiptir ve yaklaşık 40 ila 120 lira arasında değişen bilet fiyatları da İngiltere Premier League’in oldukça altındadır. Bu nedenle, Borussia Dortmund’un “Sarı Duvar” lakaplı taraftar grubunun arasında Dortmund formalı İngiliz gezginleri görmek de artık sıkça yaşanan bir olay haline gelmeye başladı.

10. Kardeş sevgisi? Bu bir spor konusu

Orta Frankonya’daki Herzogenaurach’ta ortaya çıkan iki spor devi Adidas ve rakibi Puma aynı aileden iki kardeş tarafından kurulmuştur. Söylenene göre, 2. Dünya Savaşı sırasında hatalı suçlamalar nedeniyle birbirlerine bir daha hiç birleşmemek üzere küsen Dassler kardeşlerden ikisi de dünya çapında spor markaları kurmuşlar. Kardeşler arasındaki rekabetin böylesine de pes doğrusu…

11. Dergiyi onlar icat etti!

Kitap basımını icat eden Almanlar muhtemelen üzerlerindeki baskının kalkmadığını hissetmiş olacaklar ki, dergi yayıncılığının önde gelenlerinden olmayı da ihmal etmemişler. Yıl 1663’ü gösterdiğinde, Hamburg’a ait bir dergi olan “Erbauliche Monaths Unterredungen” (Ahlakça Yükselten Aylık Görüşler) dünyanın düzenli olarak çıkan ilk yayını oldu. Günümüzde de, Almanya en güçlü dergi sektörüne sahip ülkelerden biri olarak kabul edilmektedir, yani gazete bayisine bir sonraki gidişinde Alman dergilerine de şans vermeyi unutma.

Kaynak: www.momondo.com.tr

. Towntalk
remove_red_eye564

Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.

Hesap oluştur