Sanatçı Çi̇ğdem Aslan 8 aralık’ta Açık Gazete gecesi̇nde

Açık Gazete, 8 Aralık Cuma saat 19’da “22 Moorfield Road, N17 6PY” adresindeki Kuzey Londra Toplum Merkezi’nde (DAY MER-Tottenham) yıl sonu gecesi düzenliyor.

Gecede Çiğdem Aslan ve Tahir Pa­lalı sahneye çıkacak. Gelenekselleşen gecede ayrıca sürpriz sanatçılar da ge­ceye renk katacak.

Açık Gazete Editörü Faruk Es­kioğlu, “Bu yılki buluşmamız, Açık Gazete’nin gelenekselleşen gecesi 8 Aralık saat 19’da. Gecede çok değerli sanatçı arkadaşlarımız sahneye çıka­cak. Yazarlarımız, okurlarımız Açık Ga­zete destekçileri ve meslektaşlarımızla birlikte felekten bir gün çalacağız… 8 Aralık akşamı yalnızca eğlenmek için bir araya geleceğiz ve doyasıya da eğ­leneceğiz” dedi.

SESİ SINIRLARI AŞAN BİR SANATÇI: ÇİĞDEM ASLAN

Türkçe ve Yunanca söylediği 1920’lerin ve 30’ların Rebetiko şarkı­larını uluslararası müzik sahnesine ta­şıyan ve övgüyle karşılanan Çiğdem Aslan’ın “Mortissa (2013)” ve “A Tho­usand Cranes (2016)” adlı iki albümü bulunuyor.

Alevi Kürt kökenli aileden gelen Çiğdem Şahin, İstanbul’da doğdu ve 2003’de ailesiyle birlikte Londralı oldu. Dunav Balkan Grubu ve Songlines’a ka­tıldı. Kopuz ve bağlama sanatçısı Tahir Palalı ile birlikte Anadolu ezgilerini ses­lendirdi.

Uluslararası festivallerde ve Royal Albert Hall gibi prestijli salonlarda da sahneye çıkan Aslan, 2014’de “German Record Critics Award” ödülü kazandı.

Çiğdem Aslan, The Guardian ve Eve­ning Standart da aralarında olmak üzere pek çok ciddi basından övgüler almayı başardı. Aslan ile ilgili ayrıntılı bilgi resmi web sitesi cigdemaslan.com’dan alınabilir.Yaşamını Londra’da sürdüren Tahir Palalı, dede sazı ve temburuyla besteler yapıp, çoğunluğu alevi-bektaşi geleneğinde değerler taşıyan eserler icra ediyor.

ALEVİ BEKTAŞİ MÜZİĞİNİ SÜRDÜREN SANATÇI: TAHİR PALALI

Çocuk yaşta ayrıldığı Maraş yöresi­nin aşık ve dedelerinin tınılarından yola çıkıp, muhabbet geleneği içerisinde ye­tişmesinin de etkisiyle, yenilikçi ama özüne sadık kalan otantik bir tarz su­nuyor. Londra’da geçirdiği süre içeri­sinde dünyanın dört bir yanından ge­len müzisyenlerle çalışma fırsatı buldu.

Ozan Figani’nin Kalan müzik etike­tiyle yayınlanan “Arzuhal” adlı albü­müne müzik yönetmenliği yaptı. Pro­düktörlüğünü Erkan Oğur’un üstlendigi ‘O’ isimli ilk solo albüm çalışmasında, her ne kadar batılı enstrumanlara yer vermese de, geleneksel yapının yanı sıra batı tınılarını da benimseyerek çalışma­sına kattı.

Polonya’lı müzisyen Raphael Ro­ginski ve Londrada yasayan Ciğdem Aslan’la ‘Nefesh’ projesi’ne öncülük edip anadolu deyişleri ve türkülerini Polonya’nın dört bir yanında konser­ler vererek farklı kitlelere taşıdı.

Dünya müziğinin en önemli etkinlik­lerinden WOMAD ve Songlines gibi fes­tivallerde yer almasının yanı sıra, Royal Albert Hall gibi prestijli konser salonla­rında da dede sazıyla sahne alıp yöresel tınıları ‘dünya müziği’ dinleyicisyle ta­nıştırdı. Yaşamını Londra’da sürdüren Tahir Palalı, dede sazı ve temburuyla besteler yapıp, coğunluğu alevi-bektaşi geleneğinden değerler taşıyan eserler icra ediyor.