Hergün 10 binlerce Türk bu platformada buluşuyor.Paylaşım yapmak, İlan yayınlamak, ve Etkinlik oluşturmak için hemen Sende hemen Hesap oluştur

Amsterdam’da Mutlaka Görülmesi Gereken Müzeler

Hashtag

Profile image

Damla

Kuzey Hollanda

Amsterdam’da Mutlaka Görülmesi Gereken Müzeler:

Amsterdam müzesi bol bir şehir. Sırayla hepsine gitmeye kalksak dönüşte iki ay boyunca hiç dışarı çıkmadan evde oturmamız gerekir. 🙂 Vaktiniz az ise hepsini nasıl yetiştireceğiz, ekonomik geziseverler olarak da hepsinin girişini nasıl ödeyeceğiz dediğinizi duyar gibiyiz. O zaman önerimiz; önce ‘klasikler’i listeye eklemeniz. Bize göre Amsterdam’da mutlaka görülmesi gereken 4 müze; Anne Frank’ın Evi, Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi ve biraz da interaktif olarak Heineken Experience.

#1 Rijksmuseum:

Hollanda’nın en çok ziyaretçi alan, en popüler müzesi Rijksmuseum; aynı zamanda Amsterdam’ın da en popüler mimarilerinden biri. Bahar ve yaz aylarında önündeki göleti rengarenk çiçekleriyle, kış aylarında da buz pistiyle görmeye çok alışkınız. Ancak Rijksmuseum’u esas önemli yapan; ev sahipliği yaptığı geniş sanat koleksiyonu. 1 milyon öğenin sergilendiği Rijksmuseum, Dutch kültürünün önemli sanatçılarının yanı sıra dünyaca ünlü artistlerin çalışmalarını ağırlıyor. Rembrandt, Vermeer, Hals ve Van Gogh burada eserlerini göreceğiniz sanatçıların sadece birkaçı. 1885 yılında açılan Neo Rönesans stilindeki Rijksmuseum, bizim Amsterdam’daki favori müzemiz.

#2 Heineken Experience:

Heineken Experience aslında tam olarak bir müze değil; ama biz kapsamlı ve interaktif içeriği bakımından bu listeye çok yakıştırdık. Hollanda’nın ve Amsterdam’ın ünlü bira markası Heineken’in eski bira fabrikası, günümüzde interaktif ortamı ve Heineken tarihine ilişkin içeriği ile Amsterdam’ın en popüler turistik atraksiyonlarından biri. Heineken’in yeni fabrikasına taşınması ile eski fabrika tarihsel anlatımı, multimedya alanları, oyunları içeren interaktif odalari ile müzeye dönüştürülmüş. Avrupa’da deneyimleyeceğiniz en eğlenceli ve renkli müzelerden biri olan Heineken Experience’te 4 katın sonunda müzenin barına ulaşıyorsunuz. Biletler, ücretsiz iki birayı da içeriyor. Hadi yine iyiyiz! 🙂

#3 Anne Frank House:

Amsterdam’ın bir diğer en iyi müzesi şüphesiz Anne Frank’ın Evi. Meraklıları kitabını da mutlaka okumuştur; biraz da burada bahsedeyim. Yahudi bir ailenin kızı olan Anne Frank, II. Dünya Savaşı’nda Nazilerden kaçarken 4 başka kişi ile ailece, iki yıl boyunca bu evde saklanmış. İki yıl geçirdikleri bu evde tüm hissettiklerini, yaşadığı her şeyi günlüğüne yazarken, bir gün yakalanmışlar ve babası Otto hariç her biri toplama kamplarına gönderilmiş. Anne Frank’ın, annesi Edith ve kardeşi Margot ile beraber hayatlarını kaybetmesiyle günlük, babası Otto tarafından bulunarak 1947’de kitap olarak bastırılmıştı. Anne Frank’ın Günlüğü, bugün hala dünya çapında en çok okunan kitaplardan biri.

#4 Van Gogh Museum:

Resim yapmaya başladığı yaştan itibaren, Van Gogh’un tüm eserlerinden örneklere ev sahipliği yapan müze, sanatçının gelişimi kadar renk ve çizgilerindeki değişim ile tüm duygularını da ziyaretçilerle buluşturuyor. Van Gogh Müzesi’nde sanatçıya ait çok sayıda eskizi, kendi portrelerini, köy hayatından esinlenerek yaptığı resimleri, modellerine ait portreleri, mektuplarını, ailesini, arkadaşlarını içeren tabloları ve kendisinden ilham alınarak üretilmiş geniş bir hediyelik mağazasını gezebilirsiniz. Zaman zaman süreli sergilere de ev sahipliği yapan Van Gogh Müzesi, Cuma akşamları saat 22.00’a kadar açık. Siz de bizim yaptığımız gibi müzeyi akşam gezebilir; böylece hem günü Amsterdam sokaklarında geçirir hem de akşamınızı farklı bir deneyimle kapatabilirsiniz.

#5 Stedelijk Museum:

Çağdaş ve modern sanat severlerin Amsterdam’da öncelikli gelmesi gereken yer Stedelijk Müzesi. Rijksmuseum ile Van Gogh’un komşusu olan ve 1895 yılında açılan müzede, 1870’ten günümüze kadarki süreci kapsayan geniş bir sanat koleksiyonu sergileniyor. 1950’ye kadarki sanat anlayışını, 50’lerden sonrasını, modern sanatla beraber doğan Pop Art, Bauhaus, Soyut Ekspresyonizm ve Minimalizm gibi akımları burada deneyimleyebilirsiniz.

#6 Rembrandt House Museum:

Hollandalı ressam Rembrandt’ın 20 yılını geçirdiği bu ev de şehirde müzeleştirilen mimarilerden. Rembrandt’ın atölyesini, o döneme ait eşyalarını ve eserlerini bu evde görebilir, geçmiş zamana hızlıca ışınlanabilirsiniz. Tüm resimlerini yaptığı odada duran ahşap şövaleyi gördüğünüzde, eminiz ki siz de resim yapmak isteyeceksiniz. 🙂 Zaman zaman Rembrandt çağdaşlarının sergilerine de ev sahipliği yapan müzenin en güzel yanlarından biri de kuşkusuz dışındaki renkli görüntü. İçine girmeye vakit ya da bütçe ayıramazsanız, en azından bu neşeli görüntü için müzenin olduğu sokağa mutlaka uğrayın.

#7 NEMO Science Museum:

Ünlü mimar Renzo Piano’nun tasarladığı, gemiyi andıran mimarisi ile dikkat çeken NEMO Bilim Müzesi, konseptinin yanı sıra Amsterdam’ın modern mimarileri arasında da adından çokça söz ettiriyor. Yetişkinler kadar, çocuklar için de son derece uygun olan müze; bilim ve teknoloji ile ilgili aklınıza gelecek her konu hakkında ziyaretçilerine deneysel ve interaktif bir ortam sunuyor. Deneysel derken lafı gelişi yazmıyoruz aslında; gerçekten de müze içindeki bölümlerde konuyla ilgili deney ortamları bulunuyor ve çocuklar bu deneyleri bir uzman eşliğinde yapabiliyor. Elektronikten, anatomik gelişmelere, hatta cinselliğe, zihinsel süreçlere kadar birçok konuda bilgiler veren bir müze burası. NEMO’nun terası da en az içindekiler kadar güzel; bu terasa çıkıp şehri panoramik izleyebilirsiniz. Eğer vaktiniz olursa, bu binayı bir de gece görmenizi tavsiye ederiz.

#8 FOAM Photography Museum:

Kanal üzerindeki eski bir Amsterdam evinde açılan FOAM, dünya çapında ün kazanmış fotoğraf sanatçılarının süreli sergilerini ağırlıyor. Kendi çıkardığı dergisi, düzenlediği atölyeleri ve etkinlikleri ile genç sanatçılara destek veren müzede fotoğraf sanatına dair güzel bir yolculuğa çıkabilirsiniz. FOAM’ın zemin katında yer alan küçük kitabevinden fotoğrafçılıkla ilgili birçok referans kitabına ulaşabilir, üst katındaki kütüphaneden ise fotoğraf sanatı ile ilgili birçok kaynağa erişebilirsiniz.

#9 Moco Museum:

Museumplein’de Rijksmuseum ile Van Gogh Müzesi’nin arasında kalan Moco Museum, Spiegelkwartier’de başka bir sanat galerisi bulunan Logchies çifti tarafından kurulmuş. Uzun yıllar Koons ve Hirst gibi sanatçılarla çalışan çiftin geniş modern sanat koleksiyonu da süreli eserlerle beraber Moco’da sergileniyor. Moco Museum ‘kendi vizyonu olan sanatçıların eserlerine ev sahipliği yaptığını’ savunuyor. Örneğin; Banksy, Jeff Koons, Damien Hirst, Andy Warhol, Roy Lichtenstein ve Salvador Dali bu müzede çalışmalarına yer verilen isimlerden bazıları.

#10 House of Bols:

Listede Heineken Experience’e yer verip House of Bols’ü atlamak olmazdı; çünkü burası da bir kokteyl müzesi, hem de deneyim merkezi. Müzede kokteyllerle ilgili bilgi veriliyor, yapılışları gösteriliyor. Eh, yapılan kokteyllerden tatması da en güzel yanı. 🙂 Heineken kadar bilinen bir yer değil; ben de şirketin bir gezisi için seyahat planı hazırlarken öğrendim. Müzeye girdikten sonra, aynı Heineken’de olduğu gibi, burada da bir kokteyl içme hakkınız oluyor. Heineken ile kıyaslamaya devam edersek, 18 yaşının altındakiler için giriş maalesef mümkün değil.

Kaynak: http://journavel.com/amsterdamin-en-iyi-muzeleri/

. Towntalk
remove_red_eye263

Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.

Hesap oluştur