Hergün 10 binlerce Türk bu platformada buluşuyor.Paylaşım yapmak, İlan yayınlamak, ve Etkinlik oluşturmak için hemen Sende hemen Hesap oluştur

KÖLN DİYE YAZILIR ''KÖLÜN'' DİYE OKUNUR !!

Hashtag

Profile image

ömer

Kuzey Ren-Vestfalya

Sevgili https://oitheblog.com ekibince gezilip, görülen, kaleme dökülen muhteşem Köln'ün bilinmeyen kapılarını aralamaya hazır mısınız?

Hadi başlayalım !!!

Son yıllarda pek çok yer gördük, pek çok şehre gitmeye heveslendik, “orayı nereden çıkardınız şimdi” dediğiniz bir sürü yer bile oldu ama, Köln hiçbir zaman bu listenin başlarında olmamıştı. Sonra bir dostumuz, sevgili Volkan Ağır, ani bir kararla Köln’e taşındı, “kızlar gelin görün, buralar çok güzel, pek güzel” dedi, küçük çaplı bir ilgimizi çekmeyi başardı. Gitmeden önce Köln hakkında ne biliyorduk? Doğruyu söyleyelim, pek de fazla şey değil. Evet tamam, dev bir Köln Katedrali gerçeği var, onu görmezden gelemeyiz. Yoğun bir gurbetçi popülasyonu orada da mevcut, şu “Kölün”e yaşamaya gidenlerden söz ediyoruz. Başka? Başka yok, bu kadar. Dolayısıyla Köln’e gitmeden önce kafamızda şekillendirdiğimiz bir şehir imajı olmadığı gibi, ne çok büyük bir beklentimiz, ne de çok büyük bir hevesimiz vardı. Volkan’ı görecektik, yeni bir şehir tanıyacak, daha alternatif bir yer görecektik işte, daha ne olsun.

Fakat Köln bizi şaşırttı. Fakat bu bir “büyülendik, hayatımızın geri kalanını orada geçirmek istiyoruz” şaşırtması da değil, “neden geldik Kölün’e” şaşırtması da. Şaşırdık çünkü öncelikle bu kadar canlı, bu kadar aktif bir şehir beklemiyorduk.

Şaşırdık çünkü herhangi bir Alman şehrinin bile yer yer Berlin’in hissettirdiği duyguları hissettirebileceğini, bizi şehri çok sevdiğimiz Berlin ile kıyaslamaya itebileceğini bilmiyorduk.

Burası tahmin ettiğimiz gibi küçük, sakin bir şehir falan değilmiş. Sıkıcı, 2 günlük şehir falan diyenler var ya, onları da sakın dinlemeyin. Bu şehir resmen Berlin gibi her bölgesinin farklı bir özelliği olan, birçok farklı kesimden/ırktan/dinden insanın bir arada rahat rahat yaşayabildiği, sizi görsel olarak değil, ruhuyla vuran şehirlerdenmiş. Hani şu 3-4 kez gitseniz yine yapacak bir şeyler bulabildiğiniz, sırf lokallerin arasına karıştığınızda bile keyif alabildiğiniz şehirler vardır ya, öyle bir yer. Olur da kalkıp Köln’de 1-2 gün geçirmeye gidecek olursanız buradan Paris gibi görsel açıdan inanılmaz bir şehir, Amsterdam gibi bambaşka bir hava beklemeyin. Ama özgürlük, rahatlık, içinde yaşamayı umduğunuz bir şehir düzeni ya da farklı olmanızın bir mutluluk kaynağı olabildiği bir yer arıyorsanız doğru yerdesiniz, Köln öyle bir yer, o beklentinizi karşılayan bir şehir.

Ayrılırken “of buradan dönmek istemiyorum” demiyorsunuz ama, döndükten sonra “ya yine gitsem fena olmaz aslında” diye düşündürtüyor sizi. Garip ve tam tanımlanamaz bir his, onu da yaşayan bilir diyelim, işin Köln Gezi Rehberi kısmına geçelim.

KÖLN GEZİ REHBERİ !!

Köln’e Ne Zaman Gidilir?

Sanırsak Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Nürnberg, Heidelberg ve Köln şehirlerini kapsayan Almanya gezimiz “İzlanda’dan daha fazla üşüdüğümüz gezi” olarak aklımıza kazınacak. Gitmeden önce hava durumunun geceleri eksi bilmem kaç derece olacağını görüp kendimizden çok emin bir şekilde “nolcak yeaea, kat kat giyinir idare ederiz ” diyerek gösterdiğimiz iddialı tavırlar, daha Almanya’daki ilk günümüzde çok acı bir şekilde yüzümüze çarptı. Mecazi anlamda değil, yüzümüze çarpan soğuk gerçekten acı vericiydi. Durumu daha fazla dramatize etmeden konuya dönelim, sanırsak zaten vermek istediğimiz mesajı almışsınızdır: Almanya kış aylarında aşırı soğuk. Hava durumu 7 derece gözüküyor olsa bile o 7 derece İstanbul’daki 7 derece gibi hissedilmiyor, kanmayın. Bunlar hep Amerika’nın oyunları….Burada vermek istediğimiz bir başka mesaj da annelerinizi dinleyin. İçliklerinizi, külotlu çoraplarınızı, atkılarınızı, berelerinizi, artık allah ne verdiyse giyin. Eğer sevgilinizle gidecekseniz tüm bunları alırken seksapalitenizi de bir kenara bırakacaksınız tabii, olsun, zatürre olmaktan iyidir di mi? Burası hava durumuna alışkın olup o havada bile tişört giyen kırmızı suratlı lokaller arasında turist olduğunuzu belli edip sırıtacağınız şehirlerden biri değil, merak etmeyin. Onlar da gayet soğuk olduğunu ve her mantıklı birey gibi kalın giyinmeleri gerektiğini kabulleniyorlar.

*Köln’de Christmas Pazarı Dönemi

Almanya’ya o soğukta gittiğimize pişman mıyız? Yer yer elimizin ayağımızın varlığından şüphe de etsek, yüzümüz henüz ismi verilmemiş bir renk de alsa değiliz dostlar..Çünkü Almanya’ya kış aylarında gitmeye, o soğuğu göze almaya değecek bir takım güzellikler var. Nürnberg rehberinde de bahsetmiştik, Almanya Christmas Market yani Noel Pazarı konusunda en iddiali olan ülkelerden biri. Köln de bu konuda geride kalır mı? Saçmalamayın. Nürnberg’in devcileyin pazarı kadar ön plana çıkmasa da Köln’de de Aralık ayında şehrin birçok farklı noktasında bu pazarlar kuruluyor ve şehir adeta bir panayır ortamına bürünerek ışıklarla, yılbaşı süsleriyle dolup taşıyor. Dediğimiz gibi, Christmas Market denilen şey ülke çapında oldukça ciddiye alınan bir konu, öyle ilgileniliyor ki bu dönemde Köln gibi şehirlere Almanya’nın diğer şehirlerinden, hatta civardaki diğer ülkelerden bile turistler akın ediyor. Yani konaklama vb. konuları önceden planlamakta fayda var.

*Köln Karnavalı

Gezinizi Christmas dönemine denk getiremediyseniz üzülmeyin, olur da Şubat gibi gitmeyi düşünürseniz “boşuna mı donacağız” diye düşünmeyin. (Şiir yazmaya doğru gidiyoruz) Çünkü bu aylarda da Köln’de şöyle bir olay oluyor: Köln Karnavalı. Karnaval aslında resmi olarak 11. Ayın 11’inde saat 11.11’de (hayır atmıyoruz) insanların kostümler giyerek sokaklara dökülmesiyle, şarkılar söyleyip çılgınca eğlenmesiyle başlıyor. Artık “kostümünü giyip dışarı çık” diye saat mi kuruyorlar ne yapıyorlar bilemiyoruz. Neticede Christmas döneminde etkinliklere ara veriliyor ve karnavalın asıl çılgınlığı Şubat ayında oluyor. Kendileri de çılgın günler olarak adlandırıyorlar, çılgın olduğuna biz karar vermedik. Hristiyan dini takviminin bir takım önemli günlerine göre belirlenen tarihlerde büyük çaplı kutlamalar, balolar ve eğlenceler oluyor. Tarihler her sene değişkenlik gösterdiğinden ve Hristiyan dini takvimine pek de hakim olmadığımızdan size tarihlerle ilgili net bir bilgi vermeden, yetkili bir siteye yönlendirmemiz daha mantıklı olabilir. Olur da ilgilenirseniz, etkinlikleri ve tarihleri şu veya şu siteden takip edebilirsiniz.

*Diğer Aylarda Köln

Küresel ısınma meselesinin gün geçtikçe çığrından çıkması hava durumlarının da iyice dengesizleşmeye başlamasına sebep olduğu için artık hava durumlarıyla ilgili bir öngörüde bulunmak ve genelleme yapmak çok zorlaştı. Nobel ödülümüz kargoda, bilim adamlarının yıllardır araştırdığı küresel ısınma konusunu 1 cümlede özetlediğimiz için bize bu ödülü layık gördüler. Teşekkürler Nobel Konseyi.. Neyse. Orta Avrupa zaten hali hazırda dengesiz bir hava durumuna sahip olduğu için, yaz ayları ortalama şu derece, bahar ayları böyle olur demek oldukça güç. Sonra bir genelleme yaparız, söylediğimiz gibi çıkmaz bize küsersiniz falan… Ama Mayıs-Eylül arasında kalan ayların Orta Avrupa şehirlerini gezmek için en garanti aylar olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa şehirlerinin birçoğu için önerdiğimiz gibi, buraya da Mayıs başı ya da Eylül sonlarına doğru bir tarihte giderseniz, hem yaz aylarında artan turist kalabalığını es geçebilir, hem de biraz olsun konaklama gibi konuları daha uyguna getirebilirsiniz. Diğer dönemlerde uçak bileti promosyonları yakalarsanız affetmeyiniz tabii. Hatta bize de haber verin, vermezseniz biz size küseriz….

Köln Konaklama Meselesi

Köln’de yaşayan arkadaşlarımız ve lokaller her ne kadar aksini iddia etse de bizce Köln en az Berlin kadar büyük bir şehir. Tabii ki orada yaşayan insanlardan daha iyi biliyoruz, biz her şeyin en iyisini ve en doğrusunu biliriz….Sanırız bize bu şekilde gelmesinin sebebi gezmek istediğimiz bölgelerin şehrin birçok farklı noktasına dağılmış olmasıyla alakalıydı. Ya da Köln’e, oraya kıyasla çok daha küçük olan Nürnberg’den geçmiş olmamızla da alakalı olabilir bilemiyoruz. Köln, Berlin kadar kaotik ve kalabalık bir şehir olmayabilir bama bizim Avrupa’da en çok toplu taşıma kullandığımız şehirler listesine girecek kadar da büyük bir yer olduğunu söylemeden geçmeyeceğiz. Siz de bizim gibi eski şehir bölgesinde yoğunlaşan turistik aktivitelerin ötesine geçmek ve şehrin farklı bölgelerini keşfetmek, biraz lokal gibi takılmak niyetindeyseniz konaklayacağınız yer konusunda biraz kafanız karışabilir. Ama bizce bu konu için çok da kafa yormanıza gerek yok, çünkü önemli olan bir metro/tramvay durağına yakın, toplu taşımaya erişiminiz olacak bir noktada konaklamanız. Aşağıda ulaşım konusunu detaylandıracağız, ama burası oldukça geniş bir toplu taşıma ağına sahip ve her yere kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir şehir. Ulaşım kartınız falan varsa, “bir önceki kafenin tuvaleti daha temizdi, hadi metroyla oraya geçelim” şımarıklığı noktasına gelebileceğiniz bir durumdan bahsediyoruz. Yine de konaklama kısmını kafanıza taktıysanız sizi anlayabiliyoruz. Biz de kalacağımız yeri seçmeden önce sanki oraya gayrimenkul yatırımı yapacakmışız gibi bir araştırma sürecine giriyoruz. Dolayısıyla aşağıda gezilecek yerler bölümüne Köln’ün bölgelerini kısaca anlatarak girizgah yapacağız. Bölgeleri kavradıktan sonra gezinizde önceliğiniz neyse ona göre bir konaklama arayışına girebilirsiniz.

Biz Köln Turizm Ofisi’nin önerisi üzerine Deutz bölgesinde bulunan Burns Art Hotel’de konakladık. Gezimizin Christmas Market dönemine denk gelmesi, şehrin oldukça kalabalık olması ve gezimizin biraz ani gelişmesi sonucu pek de fazla otel seçeneğimiz olmadığından şehrin biraz dışında kalan bir noktada konaklamak durumunda kaldık. Otelden yaklaşık 4-5 dakika yürüme mesafesinde bir tramvay durağı var ve 3 veya 4 numaralı hat üzerinden şehir merkezine 15 dakikada gibi bir sürede ulaşılabiliyor. Ancak Köln’e gece hayatı odaklı gidiyorsanız veya otele gece 1’den sonra dönmek niyetindeyseniz toplu taşıma bu saatten sonra çalışmadığı için ulaşımınız biraz zorlu olabilir. Bunun dışında özellikle fuar gibi etkinlikler için gidiyorsanız lokasyon itibarıyla bu otelde konaklamanız gayet mantıklı olur.

Köln Ulaşım Meselesi

Bir uçak tipi vardır. Oturduğunuz koltuğun yanına soğan yuvarlansa şaşırmayacağınız, Bim poşet sayısının normal çanta sayısından fazla olduğu, sucuk kokularının etrafı sardığı (bu gerçek bir hikaye), yarı Türkçe yarı Almanca konuşan çocuk seslerinin yükseldiği ve “yaramaz küçük çocuklar niye hep bizim uçağımıza denk geliyor” diyerek sıçtığınızı kabullendiğiniz…Kibar olamadık bu sefer..İşte o zaman bilirsiniz ki doğru uçaktasınız, Almanya’ya gidiyorsunuz. (Zaten yanlış uçağa binmenize izin vermezler ki, ne saçma) Bu arada bu girişin alt metni, Köln’de de çok Türk var, salon kadını çizginizden çıkmayın! Konumuza dönecek olursak, İstanbul’dan Almanya’nın birçok yerine direkt uçuş var ve bunlara Köln de dahil. Uçuş 3 saate yakın sürüyor. Olur da Köln gezisini Almanya’nın başka şehirleriyle birleştirmek gibi bir niyetiniz varsa, Köln’e yakın olan Düsseldorf ve Frankfurt şehirlerine de İstanbul’dan direkt uçuş olduğunu hatırlatalım. Biz gezimize Nürnberg’den başladığımız için ilk olarak oraya uçtuk ve oradan araba ile Köln’e geçmiş bulunduk. Ancak siz araba kiralamayacaksanız ve başka şehirlerle tren ile geçmek niyetindeyseniz şu siteye göz atabilirsiniz, bu Almanya’nın resmi tren şirketi. Treni kullanacaksanız şehrin ana tren istasyonu Köln Hauptbahnhof.

Köln Bonn Havalimanı’ndan şehre ulaşım

Köln’ün uluslararası havalimanı Bonn, şehir merkezine yaklaşık 16-17km uzaklıkta. Havaalanından toplu taşıma ile merkeze ulaşmak istiyorsanız S13 ya da S19 trenlerini kullanabilirsiniz. Ücreti tek yön 2.80 Euro. Eğer gün içinde toplu taşımayı kullanmaya devam edecekseniz, 8.50 Euro’ya günlük ulaşım kartı da alabilirsiniz. Bununla ilgili bütçe kısmında biraz daha detaylı bilgi veriyor olacağız, okumaya devam ediniz. Teşekkürler.

Eğer taksiyle gitmek gibi bir niyetiniz varsa fiyatı trafik durumuna göre 30-35 Euro civarında tutuyor. Köln, trafiği göz önünde bulundurarak hareket etmeniz gereken şehirlerden biri. Almanlar’ın Das Autobahn’ı das muhteşem diye düşünerek das trafik olmayacağını varsaymayın, özellikle şehir merkezinden havaalanına doğru taksiyle gidecekseniz ne olur ne olmaz biraz vakitlice çıkın deriz. Türk taksiciye denk gelirseniz, ki bu çok yüksek bir ihtimal, o zaman biraz daha yayabilirsiniz, onlar kural tanımayan birer çılgın oldukları için orada da deliler gibi kullanıyorlar.

*Köln İçinde Ulaşım

Köln’ün her yere yürüyerek rahatlıkla ulaşabilecek bir şehir olduğunu söyleyeceğimizi umuyor olabilirsiniz ama nerdeee. Biz tabii yine manyaklar gibi birçok yeri yürüyerek keşfetmeye çalıştık ama buna rağmen Köln bizim en çok toplu taşıma kullanmamız gereken Avrupa şehirlerinden biri oldu. Sorun yok, çünkü buranın gerçekten inanılmaz geniş bir toplu taşıma ağı var. Metro, tren, tramvay, otobüs, bunların hepsi bir şekilde birbirine bağlanıyor ve ulaşmak istediğiniz noktaya tek bir hat üzerinden gidemeseniz de maksimum 1 aktarma ile kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Hani biraz daha geliştirseler bizi direkt yatağımıza falan bırakacakmış galiba, o derece. Eğer yukarıda bahsettiğimiz günlük ulaşım kartını satın almayacaksanız, tek kullanımlık olan biletleri istasyonlardaki biletmatiklerden alabilirsiniz. Otobüs kullanacaksanız otobüsün içinde de genelde biletmatik oluyor, hepsinde var mı bilemiyoruz ama bizim bindiklerimizde vardı. Biletmatik adını biz koyduk bu arada, güzel fikir di mi?

Köln’de metro/tramvay hattı o kadar geniş ki, toplu taşımayı kavramaya çalıştığımız ilk gün hangi trenin nereden kalktığı konusunda biraz kafamız karıştı. Çünkü tramvay/metro hatları birçok yerde birbirine giriyor. Tramvaya yer üstünde binmeyi beklerken bir bakıyorsunuz ki boşuna bekliyorsunuz çünkü yer altından kalkıyor. Bi’ acayip sistem, açıkçası hala tam çözmüş değiliz. U-Bahn ya da tramvaylar için birçok yerde tabela oluyor, hangi numaralı hattı kullanacaksanız onun tabelalarına gözünüze kestirin. Durakların civarında sokaklarda da yönlendirmeler var, hatta bazı noktalarda hangi trenin hangi perondan kalktığını gösteren büyük ekranlar var.

. Towntalk
chat_bubble_outline1
remove_red_eye470

Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.

Hesap oluştur
Profile

Süleyman Karacuban

Ne yazıkki bu bizim Türk milletinin aalışganlığı